Dezenflasyon Sürecinde Çıktı Açığı Analizi
TCMB’de görevli ekonomist Abdullah Kazdal, “Dezenflasyon Sürecinde Çıktı Açığı Göstergeleri” başlıklı analizini Merkez Bankası blog sayfasında paylaştı.
Analizde, iş çevriminin konumu olan çıktı açığının talep üzerindeki etkisine odaklanıldı. Eğer fiili üretim potansiyelin üzerindeyse, çıktı açığı pozitif değer alır ve talep baskıları artış gösterir. Bu durumda, enflasyonist etki de yükselebilir.
Çıktı açığı, enflasyonist baskılar ve para politikası açısından önemli bir gösterge olmasına rağmen doğrudan ölçülemeyen bir değişkendir. İstatistiklerle bakıldığında, fiili üretim ve büyüme verileri potansiyel büyüme seviyesini net olarak gösterememektedir.
TCMB bünyesinde çıktı açığını tahmin etmek için kapsamlı bir gösterge seti oluşturuldu. Bu göstergeler, farklı yaklaşımlarla elde edilmiştir ve tahminlerde belirsizlikler bulunmaktadır. Çeşitli yöntemler kullanılarak elde edilen göstergeler, çeşitli unsurlardan etkilenebilir ve farklı sonuçlar verebilir.
“2023 Yılında Çıktı Açığı Değerleri Geriliyor”
Son dönemde yapılan analizler, çıktı açığının genel olarak daha ılımlı bir talep görünümüne işaret ettiğini göstermektedir. Bu doğrultuda, politika faizi kademeli olarak yükseltilirken, makro ihtiyati tedbirlerle desteklenip parasal aktarım güçlendirilmektedir.
Model ortalamalarına göre, çıktı açığının 2023 ikinci çeyreğinde ulaştığı yüksek pozitif seviyelerden gerilediği görülmektedir. Son dönemdeki parasal sıkılaşmanın etkileriyle birlikte çıktı açığında belirgin bir gerileme gözlenmektedir. Bu durum, talebin yavaşladığını ve enflasyondaki düşüşü desteklediğini göstermektedir.
Tüm bu verilere göre, iç talepteki dengelenme ve negatif düzeyde gerçekleşen çıktı açığı, dezenflasyon sürecinde önemli rol oynayacak gibi görünmektedir.